Salı, Nisan 13, 2010

Burak Eren Röpörtajı

Burak Eren ile güzel bir söyleşi

Şu sıralar oldukça popüler olan Sportif Cümleler'in yazarlarından Burak Eren gardaşhımızla keyifli bir söyleşi yaptık Ahanda yalan söylemiyorum bakın :

O klasikleşen , soru türlerini kullanmak istemesemde buna mecburum , Burak Eren emin adımlarla ilerliyor yolunda , peki kendisi Burak Eren'i JBC okuyucularına nasıl tanımlar , ne yapar ne eder , hayattaki amaçları nedir gibi şeyler işte biliyorsun üstad soruyu :)
        En zorlandığım soru malesef bu :) Bizlerde röportaj yaparken öncelikle bunu soruyoruz ve anladığım kadarıyla onların da bu soruda zorlandığını düşünüyorum. Ben spor sevdalısı, sevdiği sporları takip etmeyi çok seven, gözünü asla fanatizm bürümeyen, hakkı olanın hakkını veren ama içerisinde Galatasaray sevdasıyla yanıp tututaşan, yazmayı seven bir gencim. Hayatta fazla amacım yok. Karnım doysun, sıkıntı yaşamayayım, birde şu yazarlık olayında kendimi biraz daha ilerleteyim bana yeter.



Şuan çok iyi bir yerdesiniz blog konusunda ortağın Serap Bahar ve sen . Sportif Cümleleri daha nerelerde göreceğiz? Çıkmadığınız yer kalmadı malum
        Sportif Cümleler bence henüz yolun başında. Gerçi blogu açarken bu kadar büyüyeceğini ben bile tahmin etmedim {büyük hayalleri severim genelde}. Çünkü bu işe biraz geç girdiğimizi düşünüyorum ve her geçen gün yeni blogların şansı biraz daha azalıyor. Çünkü çığ gibi büyüyen bir blog halkası var. Yolundan dönmeyen, çabuk pes etmeyen, önceliğini kaliteye veren herkesin bu blog aleminde bence büyük şansı var ama dediğim gibi pes etmemek önemli. Hatırlıyorum blogu ilk açtığımız günler günde 10-15 kişinin okuduğunu biliyorum ama şimdilerde 2000'e kadar dayandı. Sürekli ismimiz bir yerlerde geçiyor, yazılar alıntı yapılıyor, blog sayesinde FourFourTwo, Goal.com'a falan da yazdık derken büyüyoruz. Daha büyük hedefler var tabii. 1 yılda bu kadarını yaptığımıza göre 2 yılda daha da büyümek zorundayız. Herkes blogu hobi olarak falan görür ama bu iş artık hobiyi geçti. Resmen bir iş oldu :)


Sporun neredeyse tüm dallarıyla ilgili ve bilgilisin , spor aşkını kim dürten yahut ortaya çıkaran bir şahıs varmıdır ?


         Sporun neredeyse bütün dalları hakkında ilgim ve bilgim var ama her spor dalını deli gibi izlemem. Bildiğimi iyi bilirim {çünkü çok takip ederim}, diğer spor dalları açısından ise mutlaka bilgi sahibi olmaya çalışırım. Basketbol aşkımı amcam ortaya çıkarmıştı. NBA maçlarını hiç kaçırmazdı ve beni de gece maçları izlemeye başlatan o. Atletizmi ise babam çok izler ve o sayede bende çok alıştım. Diğer dallar açısından ise Olimpiyatları örnek gösteririm. Halter, güreş falan çok izlerim çünkü Türk sporcuları bu dallarda oldukça fazla. Ama genel olarak birisi beni dürtmedi, genelde kendi hevesim. Mesela 8 yaşımda iken bizlere verilen kırmızı kitaplarda {içinde bütün derslerden üniteler vardı}, İstanbul'un Fethini okumuştum ve o zamandan bu yana deli gibi tarih okuya okuya ayaklı ansiklopedi oldum. O kitabı vermeseler belki de tarihle alakam olmayacaktı. Biraz da şans işi dediğim gibi. Amcam o aralar bizde kalmasa NBA'e sarmayacağım gibi :)










Türkiye'de insanlar diğer tüm alanlarda olduğu gibi bilinçsiz ve araştırmadan uzak bunlardada insanların duydukları her habere inanmalarına sebep oluyor. Spordada ve spor yorumculuğunda ciddi sorunlar yaşıyoruz bildiğin gibi , Türk spor yorumcularını nerede görüyorsun , taraflı , fanatik ve bilgisiz , yorum yapmaktan aciz isimler daha ne kadar medya organlarını gasp edecek ?


Malesef hayatımız reyting olduğu için kimin reytingi daha fazlaysa o istediği gibi konuşuyor, herkes de onu izliyor. Mesela Star TV'nın salı günleri Şampiyonlar Ligi maçı vermemesine gelelim. Çoğu insan maçı bekliyor ama o saatlerde dizi var. Çünkü maç yayınladığında yeterince reyting almıyor, insanları çekemiyor. Dizi malesef maçtan daha fazla reyting alıyor. Star'ın elinde olsa çarşamba günleri bile maç vermeyecek ama cezası var onunda. Çarşamba verdikleri maçta ise maçı anlatanın Ertem Şener olduğunu görüyoruz. Çünkü adam yürüyen reyting durumuna geldi. Ahmet Çakar geçtiğimiz gün Rijkaard'a buradan hakaret etmek istiyorum diyebiliyor :) Ağzına bir kere Rijkaard'ı alabildiği için şükretmesi gereken adam istediğine sallıyor, herkes onu izliyor. Birde işin fanatizm boyutu var. Bazı yazarlar renk körü ve tamamen takımının propagandasını yapıyor. Selçuk Yula'ya buradan sormak lazım. Ey Fenerbahçe fanatiği insan. Madem bu kadar fanatiktin neden zamanında Galatasaray forması giydin :) Bu çaba kendini affettirme için mi. Hatırlıyorum Türkiye - Belçika maçı öncesinde Selçuk Yula yorum yapıyordu ve kadroya Fenerbahçeli oyuncuların daha fazla alınması iyi olacak falan demişti. Sebebi ise o dönem Fenerbahçe'nin iyi olmasıymış. Oysa Aragones ile birlikte en kötü dönemlerini yaşıyorlardı :) Yani bir araştırma yok, tez yok, tamamen fanatizm ve reyting var. Malesef reyting olduğu sürece bunlar devam edecek. Ama genç bloglar bu işi kökünden değiştirmeye geliyorlar. Aslında televizyonda, radyoda falan da o kadar güzel programlar varki. İnsan isteyince kaliteye ulaşabiliyor.


Sporu biraz daha özele indirip futbola geçelim , Galatasaray sevgin nasıl başladı anlatır mısın ?


Ben kendimi bildim bileli Galatasaraylıyım. Nasıl başladı dersek derinlere inmemiz gerekecek. Babamın Tunceli'de şark hizmetinde olduğu dönemde biz memleketimiz olan Samsun'da kalıyorduk ve o aralar dayım beni Galatasaraylı yapmış. Ben ise o zamanlar 4-5 yaşlarındaydım. Benim ailem ise komple fanatik Fenerbahçelidir :) Galatasaraylı oldum ama işin daha da alevlenmesi Souness'in diktiği bayrağı televizyonda izlememdir. O anı unutamam.






Röpörtajı cevapladığın an için ligdeki dengeler ve Galatasarayın konumu hakkında biraz yorum yapar mısın ?


Dengeler şu an çok karışık. O kadar karışık ki düşünün artık Mustafa Denizli'nin bile tahminleri tutmaz oldu :) 4 hafta önce Fenerbahçe'yi yerden yere vuruyorduk ama şu an gösterdikleri görüntü şampiyonluğun en büyük adayı olduğudur. Bursaspor'da ise ayaklar titremeye başladı ve bir, iki adım geriye gitmeye başladılar. Beşiktaş açısından sakatlıklar, Galatasaray açısından ise yakalanamayan istikrar büyük sorun. Ama Beşiktaş'ın Fenerbahçe deplasmanında alacağı bir galibiyet ligin dengelerini tekrar alt üst eder ve değil Mustafa Denizli, Medyum Memiş gelse bu işin içinden çıkamaz.


Galatasaray'ın konumu ise en karışığı. Bir bakıyoruz bu takım uçar gider diyorum, bir bakıyoruz bu takım malesef nane yiyemez diyorum {bu sezon için}. Malesef Rijkaard, iyi futboldan öte skor daha önemli dediği günden bu yana sisteminden ödün verdi ve çok geriye gittik. Ama son Diyarbakırspor maçına baktığımızda doğru sistemin, doğru futbolcularla çok iyi oynanabildiğini, Galatasaray'ın bu olduğunu gördük. Tabii ki iyi bir santraforla yani Baros'la oynamanın tadı farklı. Deplasmanda eğer Manisaspor'u yenebilirsek deplasman fobisinden, ardından Bursaspor'u yenersek şampiyonluktan konuşmaya başlayabileceğim. Herşeyin özü istikrar. Bunu yakalamak şart.


Rijkaard bu takımı nereye taşıyabilir ,nereye taşıyacak ?



Rijkaard bu takımı Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek hatta yarı finale kadar taşıyabilir. Avrupa Ligi'nde ise final veya kupayı kazanmak falan asla hayal değil. Ben bunların hepsine inanıyorum. Devrimler kolay yaşanmıyor ve mutlaka kan akıyor. Bu sezonun başında hatırlayın sabır yeminleri ediyorduk. Hatta taraftarlara şimdi bakıyorum Rijkaard'a asla bir kötü söz yok. Çünkü herkes takımın nerelere geleceğini farkında. Onların protestosu lig bu kadar kötü durumdayken Galatasaray'ın neden o kötü trende uyduğu yönünde. Doğru transfer politikası ve altyapının düzene girmesiyle beraber Galatasaray daha ileriye gidecek. Bu sezonun başına dönersek ben yapılan çoğu transferin Rijkaard'la alakasının olmadığını düşünüyorum. Mustafa Sarp'ı bu adam nereden tanırdı :) Ayrıca Galatasaray kadrosunda bulunan çoğu futbolcuyu. Unutmamak lazım, gelecek sezona Türkiye şartlarını ezberlemiş, takımı iyice avuçlarına almış bir Rijkaard olacak. Sabır, sabır, sabır diyorum.


Diyarbakırspor maçında yapılan aşırı protestolara yorumun ne ? Bu barzolara bir mesajın varmı ?


Protesto yapılır, hatta maçın başında 5 dakika sessiz kalmak falan iyiydi ama durum iyice abartıldı. Şimdi Galatasaray şampiyon olsa bu taraftar sevinecek dimi. Bizde bunlara iyi gün taraftarı diyoruz işte. Ya da skor taraftarı. Jo ile Arda'yı bir arada tutmanın mantığı nedir. Hatta Jo'yu durmadan ıslıklamanın. Daha 5 hafta var ve senin bu futbolcuya ihtiyacın var. Şimdi ise kafa olarak adamı bitirdik. Taraftar malesef kontrolden çıktı ve maçta nereye saldıracağını bilemedi. Diyecek birşeyim malesef yok, çünkü sözün bittiği yere geldik.




Arda'da taraftarın tepkisini alanlardandı Arda'nın Galatasaray ve futbol geleceğini nasıl görüyorsun


Adam sinema kapattı diye marşlar yazılıyor. Ama Arda'nın sevgilisiyle birlikte sinemaya gitse, o sinemadakilerin Arda'ya rahat vermeyeceklerindan haberleri yok. Adam romantizm, sürpriz yapmak istemiş ve yapmış. Bar veya gece kulübü kapatsa, sabahlara kadar içse daha mı iyi. Bu yüzden Arda'nın tepki almasına inanamıyorum. Arda da zaten kafasında gitmeyi koyan bir isimdi, şimdilerde ise rahatlamak adına mutlaka gitmek isteyecektir. Adamın hakkı bu, malesef diyecek birşeyim yok. Sadece Galatasaray'la alakalı değil, bizim hangi sporcumuz başarılı olsa biz onun magazin yönüne daha çok ilgi gösteriyoruz ve kendisini giderek aşağıya çekiyoruz. Arda'nın futbol geleceğini iyi ama Galatasaray geleceğini pek uzun görmüyorum.


Elano çok eleştiriliyor , kimisi F.Rijkaard'a kimisi sisteme kimisi Haldun Üstünel'e kimisi de Elanoya çatıyor. Yorumunu alabilir miyiz ?


Elano malesef eleştirileri hak ediyor. Ama durum biraz farklı. Elano fark yaratan bir futbolcu değil. Yani oynadığı takımda yıldız olmazi görev adamı olur. Brezilya Milli Takımı'nda olduğu gibi. Eğer Elano'nun yanı sağlam tutulursa Elano'dan gerçek anlamda katkı alırız. Adam her maç elini kaldırıyor pas atan yok, hatta Elano dışında orta sahada 40 metreye top atabilen bile yok. Bu ortamda Elano'nun yükü ve beklentileri ağır. Bu yüzden gerçek anlamda katkı alamıyoruz. Ama orta sahaya yapılacak bir iyi transfer bizlere Elano'nun gerçek anlamda katkısını gösterecektir. Bu konuda Rijkaard'a ve özellikle Haldun Üstünel'e çatmanın alemi yok. Sonuçta Haldun Üstünel'e şunu al diyorlar o da alıyor :)

Birazda spor dışı takılalım , bloglar kamuoyunu ne kadar etkiliyor sence?


Bloglar şu an alternatif medya oldular. Artık her yerde bloglardan alıntılar görebiliyoruz, blog yazarları çeşitli programlara falan katılıyorlar. Kamuoyunu henüz yeterince etkiliyorlar mı bilmem ama internet medyası denen olgu artık birinci sırada ise, bloglarında mutlaka çok büyüyeceği gerçeği kaçınılmaz.


Sportif Cümleler ve BİY hakkında bilgi verir misin?
Sportif Cümleler, Galatasaray ağırlıklı gibi görünen ama hakkı olanın hakkını veren, son derece objektif, renk körlüğünden uzak, sporun sadece futboldan ibaret olmadığını düşünen bir blog. Blog İdman Yurdu ise blogları bir arada tutan, onlara daha kolay ulaşma imkanı veren bir oluşum. Blog İdman Yurdu'nun bloglar açısından büyük önemi bulunuyor. Bünyesinde bulundurduğu bloglara tek elden ulaşma imkanı sağlayarak, büyük kolaylık sağlıyor. Ayrıca oluşturduğu projeler ile bloglara farklı bir boyut katıyor diyebilirim.
Spor dışı yazı yazmak "Blog İdman Yurdu" kuralları gereği yasak.Bu yasağın seni rahatsız ettiği oluyor mu? Blogunda siyaset,magazin vb. gibi yazılar yazmak ister miydin?


Spor dışı yazmak benim bildiğim yasak değil. Çünkü bizlerin müzik ve film de yazdığı oluyor ama bugüne kadar bunu yazmayın diye birşey gelmedi. Doğal olarak bünyelerinde spor ağırlıklı yazan blogları alıyorlar ama yasak değil yani spor dışında da bazı yazılar yazmak. Müzik ve film zaten yazıyoruz yani sanata eğilim var ama siyaset ve magazin asla yazmam.


Sportif Cümleler gibi bır bloğa sahip olmak nasıl bir duygu ?


Blog eğer dışarıdan çok iyi bir izlenim bırakıyorsa ne mutlu Serap'la bana :) Güzel bir duygu, çünkü blog çocuğum gibi. Onu Serap'la biz yarattık, büyüttük ve büyütmeye devam ediyoruz. En kötü zamanlarında da, en iyi zamanlarında da biz vardık


2010 Blog ödüllerini kazanmaya ne kadar yakınsınız?


Bence çok uzağız çünkü Flaying Dutchman, Borges gibi bloglar var :)
Burak Eren gözüyle,Serap Bahar'ı anlatır mısın?


Serap benim olmazsa olmazım. O olmadan bu blog olmazdı veya ben bu kadar iyi yazı oluyor olamazdım. O beni hatalarımdan döndüren, iyiye yönlendiren, daha iyi olmama için çabalayan çok büyük bir değer. Serap'la ortak olduğum için Dünya'nın en şanslı insanı olmalıyım. Bu konu hakkında yazdıkça yazasım gelir, bu yüzden kısa kesmem lazım :)
Bir gün kalkıp yazmayı bırakıyorum dediğin oldumu? :)


Hiç olmadı, aksine daha da hırslandım, kafamda daha uzun yazı projeleri falan oluşturdum. İlk sorularda demiştim pes etmemek çok önemli.


Tek cümleyle "Sportif Cümleler" ?


Lakabım :) Çünkü beni tanıyan herkes naber Sportif Cümleler diyor :)


Sportif Cümleler için ne kadar emek harcadın/ız?


İnanılmaz bir emek harcadık ve tempo kurduk. Günde 6-7 civarında yazı yazıyoruz ve bu çok yorucu bir iş. Ayrıca görsellik konusunda da büyük emek gösteriyoruz, sürekli proje üretiyoruz ve bryin fırtınası sizin anlayacağınız en üst seviyede :)


JBC kadrosunu nasıl yorumluyorsun ? - Bu kadro ve blogdan yol olur mu?


1992 Olimpiyatlarında ABD erkek basketbol takımı Dream Team 1, 96 Olimpiyatlarında oluşan kadro Dream Team 2, sizin blog kadronuz ise Dream Team 3 oldu :) Kadro ve sinerji müthiş. Yılmadan, blogun üstüne eğilirseniz, çalışırsanız müthiş yerlere gelebilirsiniz. Kadro güzel ama çalışmadan olmaz :D


Bizi okuyanlara bir mesajın var mı ? .


Sizi okuyanlara mesajım şu olabilir. Bu blogu takip edin, çünkü inanılmaz bir ekip var. Bu ekibi kolay bulamazsınız. Ayrıca gördüğüm kadarıyla en ince detaylarda sizde var. Espirili yazılar falan müthiş. Özellikle analizlerden, aynı yazılardan sıkılan insanlar bu blogu kaçırmasın derim.




Saygılar ,Sevgiler.

5 sallama:

Action Man dedi ki...

Burak basghan'a bu mukemmele yakin roportaji icin binlerce tesekkuru borc bilir, kendisine ve calismalarina selamet dilerim...

cCc
Hayri Reis.

Adsız dedi ki...

Burak reyise başarılar.

Ugur dedi ki...

bu adam çok iyi bir adam

deliksiz gol dedi ki...

Burak Eren'e Saygılar,Sevgiler.

Serapbenbuyrun dedi ki...

Tebrik ve teşekkür ettim kendi adıma :) bilmukabele efendim..

Yorum Gönder

Çekinme söyle