Çarşamba, Mayıs 09, 2012

Duruş Farkı; Kayık Şiraze

3 Temmuz 2011 günü patlak veren şike olayında Fenerbahçe Başkan'ı ve bazı yöneticileri "şike suçlaması"yla gözaltına alındı ve tutuklandı. "Camiamıza operasyon yapılıyor" dediler.

Sonrasında telefon konuşmaları, çeşitli fotoğraflar ortaya çıktı. "masumiyet karinesi" dediler.

Malum takımın Başkanları "mahkemedeki savunmamda her şeyi anlatacağım" dedi, "darağacında olsak da son sözümüz fenerbahçe"den başka hiçbir şey söylemedi, "başkanımız masum" dediler.

Namusumuz dedikleri "Cas Davası"nı geri çeken yönetimlerine hesap sormadılar, "ülke menfaati" dediler.

Şimdi Pfdk'nın uydurma kararları açıklandı. Kendilerine karşı oynayan rakip takım oyuncusu şike suçu nedeniyle futboldan men edildi, şikeyi veren yöneticileri ceza aldı ama hala takımlarının masum olduğuna innanıyorlar, "biz aklandık" diyorlar.

Bakın arkadaşlar bunlar Türk futbolunun arsızları. Her şeyi satın alabileceklerini düşünen, sorgulamadan, sevdikleri renklerin üzerine sıçanlardan bu kirliliğin hesabını sormadan yaşayıp, onlardan olmayanları yok etmeye yemin etmiş vahşi bir kabileye benziyorlar.


5 Sene önce patlak veren, İtalya Futbol Tarihi'nin en büyük şike skandalın'da büyük bir haksızlığa uğramışken(Juventus) Yönetimi, taraftarı, futbolcu 'gık'ını bile çıkarmazken, daha iddianame bile hazırlanmamışken, mahkemenin "m"si konuşmuyorken, şikenin olup olmadığı tartışılırken Juventus küme düşürülmüştü. O dönemde Federasyon başkanlığına yeni atanan Guido Rossi(eski telecom italia ve inter ikinci başkanı) Yeni bir madde oluşturmaya karar vermiş, hakemleri atayanlar ile yapılan görüşmelerin birden fazla olması halinde hepsinin bir havuzda biriktirilmesi ve bu görüşmelerin muhataplarının ''şike ilgili hiçbir delil elde edilmese bile’’ maç ayarlamaya kalkışmak ile itham edilmesi kararlaştırılmıştı. Böyle saçma salak bir madde yürürleğe sokuldu ve gayrihtiyar görüşmelerin tespitinden dolayı Juventus suçlu bulunmuştu.

O güne kadar böyle bir yasanın varlığı mevcut değildi. Ve birkaç ufak ihlali toplayıp daha büyük bir suç ile eş görüp buna göre bir ceza verme usulü de mevcut değildi. Aynı mantığa göre üç defa yere tükürmek bir araba çalmak veya üç korner bir penaltıydı.Bu yeni oluşturulmuş madde sadece juventus için uygulandı.

Ülkemizde de tv programlarında Juventus ile alay edildi hatta bir maçta Beşiktaş ile husumeti bulunan bir takımın taraftarları tribünlerinde "Şikenin rengi her yerde aynı" şeklinde pankart açtı.

Bunu söyleyenlere acaba hangi maçın şatılmış olmak bir yana şaibeli ilan edildiğini sorsanız cevap veremezler. Hangi hakem juventus tarafından ayarlandığına hükmedilip ceza almış diye sorsanız cevap veremezler.(Çünkü ayartılmış bir hakem yoktur ortada, kanaata göre karar verilmiştir) Ancak ezber okumaya devam ederler.


Tüm bu haksızlıklar yaşanırken bu camianın önünde gelenleri, taraftarı, sevdalısı tepki koydu mu? Hayır. Juventus ve Fiat’ın sahibi Gianni Agnelli 2004 yılında vefat ettiğinde onun hisseleri kızının oğulları olan John ve Lapo elkann’a kaldığında John şunu söylemişti: "Olaya vakıf değilim. Çok üzgünüm. Juventus bu kirli işlere bulaşmışsa cezası en ağır olmalıdır. Bizim tarihimiz bu lekeyi kaldıramaz" gibi onurlu laf ettiğinde ona besteler yapılmıştı. "Sıradan Vicdan"lar da aklanan Juventus taraftarının bütünleşmesi ile kamoyunun dileğinin olmasını istediler. Yapılanların haksızlık olduğunun farkındalardı ya da değillerdi ne farkederdi ki? italya'nın çınarı şike skandalı ile sarsılırken bu kirli düzende bunun arkasına sığınmak "pişkinlik"ten başka ne getirirdi.

Büyük kulüp nasıl olunurmuş sorusunun cevabıdır Juventus. Ligden düşürüldüler, paşa paşa oynadılar, Serie B'den tekrar A'ya çıktılar. Ağızlarını açmadılar.

Bizim sözde büyük klübümüzün başına böyle olaylar gelecekte, Platini şerefsiz olmayacak?. Vay efendim 2.ligde oynamak da neymiş çığlıkları, kulübün devliğinden supranasyonelliğinden dem vurmalar ve cabası. Amma öyle olmuyor işte, açın bakın tekrar çıktıkları ligde şampiyonlar ligine de katıldılar ve nağmalup şampiyon oldular. 5 sene sonraa! 5 sene sonra daha güçlü döndüler! Mücadelelerine kaldıkları yerden aynen devam ediyorlar. Ben böyle takımı, o takımın taraftarını, sporcusunu alkışlarım işte. Del piero'yu alkışlarım, o kaç yaşına gelmiş haliyle 20' sindeymişçesine çırpınıp duran Buffon'u alkışlarım. Her ne kadar italyadan Roma'ya sempatim olsa bile. Bu Del Piero penaltı olsa, auta veya taca atsa, Buffon 10 tane gol yese ne yazar! Saygı hak edene gösterilir.

Tekrardan gelgelelim, karşı topluluğun olaylar patlak verdiğinden beri dillerine pelesenk ettikleri "niye sadece biz?" argümanı, bu durumdan çıkmaları için yeterli değil. Yumuşatmak gerekirse aynı şekilde, olayın tutuklamalar ve hukuki boyutuyla ilgili endişelerinde/itirazlarında da haklı olabilirler -ki kafasını kuma gömüp yaşamayan herkesin hak vereceği endişeler/itirazlardır bunlar. Ama yine başa dönersek, tüm bu serzenişler kendilerini bir yere götürecek vasıtalar değil. Kendi adıma, gayet öznel bir yerden konuşuyorum, bu şike davasında son yaşananlardan sonra, eğer bu süreçten taraftar olarak aklanmak ve diğer taraftarlara örnek olmak istiyorlarsa kendilerinden şunu duymayı bekliyorum(dum):

"Yıllardır var olduğu bilinen tüm kirli işler, bizim başımıza patlamış olabilir. Hukuk sisteminin keyfiliği ve çarpıklığı içerisinde bahis konusu davada birçok yanlışlık olabilir. Fakat biz yine de taraftarlığımızla adalet duygumuzu ayırıyoruz. Tüm bu kıvırmaların bir son bulmasını, renklerimizin adını kirleten, bizi alay konusu haline getiren tüm yöneticilerimizin, eğer suçlu bulunurlarsa cezalandırılmalarını istiyoruz. Ve şirazesinden çıkmış olan tüm bu süreçte, lehimize ya da aleyhimize yapılacak tüm kıvırmaların/dolapların da karşısındayız..."


Şu cümleleri kurmayan Fenerbahçe'li taraftarlar, hem taraftarı oldukları sarı lacivert renklere, hem de o formanın üzerindeki terlerle kazanılan tüm maçlara ihanet etmiş olacaklardır şahsi nazarımda.

Olaylar ilk patlak verdiğinde, sosyal medya başta olmak üzere çevremdeki bütün dostlarım, "çok utanıyorum, eğer böyle bir şey yapıldıysa cezası neyse çeksinler" ya da "kimsenin bu taraftara bunu yapmaya hakkı yok" diye söz ediyorlardı. Sürecin ne götürüp getireceğinden bağımsız olarak çok umutlandırmışlardı beni. Ama bir anda ortalık "Masumiyet karinesi"ni -haklı olarak- gündeme getiren, fakat aynı anda Aziz Yıldırım maskesini kafasına geçirip etrafa saldırmakta beis görmeyen tiplerle doldu taştı. Bu yazdıklarım biraz da bana umut veren bu arkadaşlarım için aslında...Umarım sesimi/sesimizi duyuyorsunuzdur, eğer öyleyse ses verin. Yok, artık siz de dönüştüyseniz,(polyannanın dibine vuruyorum burada) bu ülke futbolundan umut kesme vaktimiz çoktan gelmiş demektir.


Bitirmeden Büyük yürek, Cesur yürek, Dik Duruşlu adamın, Del Piero'nun söylediklerine dikiz yapalım;

http://en.alessandrodelpiero.com/news/we-were-here_274.html

"Kazanılan şampiyonluğu hiç yılmadan savaşan, en kötü günümüzde Serie B'de bizimle beraber olan arkadaşlarıma armağan ediyorum..."

Tarih Dürüst/Doğru olanı yazar!

0 sallama:

Yorum Gönder

Çekinme söyle