Pazartesi, Nisan 09, 2012

Son Halka; Garip Bir Kura


Dün -ismi lazım değil- bir spor programında ilk defa görmüştüm; Malum bilet firması Biletix'in skandalını. Neydi o? İlk önce, kelamların havada uçuştuğu, ağızlarda 'Decoder' diye, zıpkıncıkla gezenlerin, dustur olarak edindiği yeni sakız versiyonun son modeli olan"Play Off"un "Süper Final" olarak değişti maç fiksturları.

"Şampiyonluk yakın, meşaleyi yakın" diyenlere nazire yapanlar tarafından biletix'in kurasının doğrulanması, eşleşmelerin fenerbahçe'ye azami fayda sağlayacak şekilde gerçekleşmesi... Bütün bunlar şaşırtmıyor artık..

Hukuk, adalet, kanun, insan hakkı, dürüstlük ve bilimum binlerce erdemin hiçbirinden (sayıyla 0) nasibini alamamış akıl tutulması yaşayan derin federasyonun dün bu çabası "Aristokratların takımı olan Galatasaray"ı şampiyon olmasını engelleyemeyecektir. Lüks ve şaşalı yaşam tarzını, bulunduğu mevkiinin imkanları doğrultusunda, onu bunu söyleyen insanların, kendi egoları uğruna 'taraftar'ın sevdasına ambargo koymaları ne büyük işkencedir.

Şair'in söylediği gibi "görün bunları" Anadolunun en ücra köşesini yalan dolak sahtekarlıkla boyadılar, görün bunları. Saltanatları kabul gördü. Görün bunları. Türk Futbolu; kravatlı adamlardır, şike dosyalarıdır, yalandır, riyadır. Görün bunları.

Henüz 7-8 yaşlarında arkadaşlarla top oynarken; herkes Zidane, Beckham, Figo, Ronaldinho gibi o zamanların popüler adamlarını seçerken ben ya Ronaldo ya da helguara diyordum kendime. Bir defterim vardı benim, içinde böyle dünyanın önde gelen ligleri hakkında bilgiler vardı. O zamanlar tabi daha tam olarak bilgisayar yoktu(belki vardı) şimdiki gibi her kanalda maç yayınlanmadığından ancak Trt'nin 'Avrupadan Futbol' programlarındaki özetler sayesinde bilgilere ulaşabiliyordum. Sonra bir de lig yapıyordum ben. Mesela İskoçya ligi'nin en popüler 6 takımını alıyordum, saatlerce birbirleriyle eşleştirmeye uğraşıp fikstür hazırlıyordum. Bazen de takım adlarını kağıtlara yazıp, katlayıp annemin fincanlarının içine atıp kura çekiyordum. Bunları yaparken yaşım henüz 7 veya 8. yaşıtlarım dışarıda seksek oynarken ben bütün gün evde böyle şeylerle uğraşıyordum.

Futbol tutkum o zamanlarda bile bu kadar büyüktü. Tabi yaş büyüdükçe tutkuda bir değişim olmadı. Futbola adeta aşığım. Ve samimi söylüyorum; futbola kafa yorduğum kadar başka bir alana yoğunlaşsaydım yemin ediyorum bu yaşımda paraya para demezdim. Hayallerim vardı benim. Bilirsiniz insanın hayallerinin çalınması ona acayip derecede koyuyor. Türk futbolunun hayallerini çaldılar, prestijini çaldılar, gururunu çaldılar, markasını, olabilite ihtimalini çaldılar. 'Neden Olmasın' sorusunun beyinlere gark ettiği günlerde, sinir hücrelerimizi çaldılar.

'hakim güçler' tamlaması kulağa her ne kadar "kuğuuullluuukk" anlamı katsa da Türk Futbolu=hakim güçler demek olduğunu bilmeyen beyinler yoktur herhalde. Benim şu sezondan öğrendiğim şey var; Fenerbahçe-Galatasaray maçını son haftaya bırakan, fenerbahçe'nin sahasına denk getiren adamlar, bu maçın formalite maçı olmaması için de ellerinden geleni yapacaklar. Gerek federasyon, gerek yayıncı kuruluş, son haftaya kalmış fb-Galatasaray maçını gazozuna oynatmaz. Yani madem son haftayı böyle dizayn ettiler, bu kurgunun gereğini de yapacaklar. Bu fikstür, lig başından beri hem ligi, hem derin federasyonu hem de yayıncı kuruluşu kurtarma ayaklarıyla Fenerbahçe'yi kurtarma girişimlerinin son adımıydı

Hiçbirimizin son hafta şampiyonluk kupasının Şükrü Saracoğlu'nda kaldırılarak bu ahlaksız oyuna en iyi şekilde cevap verileceği ve bunun unutulmaz bir olay olacağı yönünde şüphesi yok.

Şampiyon Galatasaray olacak(!)

0 sallama:

Yorum Gönder

Çekinme söyle