Cumartesi, Temmuz 05, 2014

Kadere İnanır mısınız ?

Prandelli'nin imza atmasından sonra sosyal medyaya göz gezdirdiğimde çoğunluğun olumlu tepkiler verdiğini fakat münhasırlığı aptallıkla sentezleyen bir grubun  " Yeni teknik direktör Prandelli ise neden Mancini'yi gönderdiniz ? " hede hödölerine rastladım .

Teknik direktörlük kariyerine Fatih Terim'in kupa finalisti Fiorentina'sı ile başlayan, finalde de kupayı Parma'dan alan Mancini ertesi sezon zamanın yıldızlar karması Lazio ile sezonu dördüncü bitirip UEFA'da da yarı final yapınca spektatüler futbol kariyerinden sonra teknik adamlık kariyerine de rüya gibi bir başlangıç yapmıştı. 2 sezon sonra İnter kariyeri başlayan Roberto Mancini, ilk sezonunda şampiyonun 16 puan arkasında bitirmesine rağmen İtalya'da patlak veren Şike Soruşturması sonucunda takımıyla beraber Serie A'nın tek patronu oluyordu. Ardından hepinizin bildiği City kariyeri ve efsanevi son dakika şampiyonluğu falan filan.

Şimdi biraz da genel kültür. Albo Panchina D'oro . Duydunuz mu hiç ? Albo Panchina D'oro, 1991'den beri Serie A'da yılın en iyi teknik direktörüne verilen ödülün ismi. Capello, Lippi ve Ancelotti gibi 21. Yüzyıllın en başarılı teknik adamlarının ikişer üçer defa kazandığı ödüle 2005-06 ve 2006-07 sezonlarında yani üst üste iki kere Cesare Prandelli layık görülüyor. Kaderin cilvesine bakın ki Prandelli'den sonra ödülün sahibi bizim eski dost Roberto Mancini oluyor. Bütün İtalyan'ları aynı sanan kendini bilmez güruh eminim bu ödülden bihaber durumdadır. Lakin eminim ki bilselerdi davalarına (!) daha sıkı bir şekilde bağlanırlardı .

Lakin mevzu şu ki gerek futbol kariyeri gerek de teknik adamlık kariyerinde muazzam ilginç bir şekilde daima bütün imkanları önünde bulan ve inanılmaz bir şekilde talihin tüm gücünü de arkasına alan Mancini bu ödülü yokluktaki Serie A'da, üstüne üstlük İnter'in başında adeta mecburiyetten alırken Cesare hocam büyük güçlüklerle tamamiyle kendi elleriyle yarattığı Fiorentina'nın başında alıyordu. Fiorentina'nın -15 puan cezasını,  UEFA Yarı Finalini , Liverpool ve Lyon'lu CL Grubundan 15 puanla lider çıkışını falan saymıyorum bile, zaten siz de iki gündür ezberlemişsinizdir bu tip bilgileri.

Niyetim kesinlikle ve kesinlikle Mancini'yi kötülemek falan değil yanlış olmasın. Mancini - Prandelli farkını anlatmaya çalışıyorum " öküzlere " . Ha Sinyor dediğiniz adam kağıt üzerinde ne kadar daha başarılı bir kariyere sahip olsa da Prandelli ile kıyaslanamayacağını düşünüyorum orası da ayrı.

Cesare Claudio Prandelli,  Atalanta'da başlayan teknik adamlık kariyerinde baskısı ve stresi eksik olmayan bana göre çalıştırması en zor takım olan İtalya ile Nirvana'ya ulaşmış durumda. Lakin üzerinde durmamız gereken nokta en yükseğe ulaşmış olması değil oraya ulaşırken nerelerden geçtiği, nereleri adam ettiği. Atalanta, Lecce, Verona, Venezia, Parma, Roma, Fiorentina ve İtalya Milli Takımı. Sanırım Cesare'nin nasıl bir hoca olduğunu anlamak için çalıştırdığı takımlara bakmak da yeterli oluyor. En dipten en yükseğe, basamakları birer birer, emin adımlarla tırmanarak. İşte Prandelli bu.

Karısının başına gelenler ve akabinde yaşadığı zorlu süreç, futbola bakış açısı hepinizin malumu. Yaşadığı derin acılar, nihayetinde insani yönden olgunlaşması, geçirdiği değişim süreci futboluna da yansımış durumda. Oyuncularına gösterdiği babacan tavrı, disiplin olgusuna derin bağlılığı ve kendini sürekli yenileyebilmesi onu o yapan başlıca özellikleri.

Taktiksel açıdan değerlendirmek gerekirse göze hoş gelen futbolun en büyük düşmanı İtalya'yı ceza sahasına kadar pres yapan, akıcı ve harika top oynayan fakat ülkenin futbol genlerini yani savunma geleneğini de gözardı etmeyen mükemmel bir takım haline getirdi Prandelli. Haydi doğru söyleyin 2012'de hanginiz ağzınız açık izlemedi İtalya'yı ?

İtalya'ya oynattığı 3-5-2'nin yanı sıra 4-2-3-1 ve 4-1-2-3'ü fazlasıyla seven bir teknik adam kendisi. Kör kütük bağlı olduğu bir sistem yok ama toplu defans ve toplu hücum felsefesini benimsediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Peki handikapları yok mu yahu bu adamın ? İtalya dışına ilk kez çıkacak olması gibi mesela.

Türkiye ve Galatasaray gibi kaosun hüküm sürdüğü bir çalışma ortamına ikinciliğin başarısızlık sayıldığı, en ufak bir demeç yüzünden bile işine son verilebileceği bir yere geliyor. O da mı olmaz ?

Çalıştırdığı kulüp takımlarının hiç birinde bu denli büyük bir beklenti yoktu üzerinde ayrıca. Yahut kariyerinin hiç bir dönemimde bu kadar büyük egolarla bu kadar büyük oyuncularla mücadele etmed... Hooop orada dur birader işte.

İtalya gerek tribün ve yönetim baskısı gerek de ligde oynanan oyun olarak Türkiye'ye en çok benzeyen futbol ligidir nokta. İtalya dışına ilk defa çıkacak olması, yanına verilecek coğrafyaya ve lige hakim bir analistle pek ala halledilebilir. Bakın analist diyorum, canımız ciğerimiz olsa da Tugay ile Ujfa ile olmaz bu iş. Staff kadrosunu ben ayarlayamıyorum maalesef. Yönetime zahmet olmazsa ona da bir el atsın.

Kaos mu dediniz ? Calciopoli'nin bağrından takımı UEFA'ya götüren adama Joker ve Harvey Dent ikilisi gelse de işlemez, kimse kusura bakmasın.

Cevap veremediğim tek soru Türkiye'deki sürekli başarı algısı ve Prandelli'nin kupa koleksiyonunun yetersizliği. Fakat bunu hocanın her ne kadar başarılı bir kariyere sahip olsa da direkt olarak kafaya oynayan bir kulüp takımını çalıştırmamasına bağlayabiliriz pek ala. Egosu yüksek oyuncular demişken De Rossi'yi kadro dışı bırakabilen, Balotelli'yi de futbola döndüren gene kendisidir.

Kaldı ki başımıza dert olan FFP gerekliliklerini yerine getirebilecek en yüksek profilli hoca da o. Cesare Prandelli ekmeğini 20 yıldır hep kısıtlı imkanlardan çıkarmış bir hoca. Ölü Parma'yı dirilten, Floransa'lıların uzun yıllar sonra arkasında birleştiği, İtalya Milli Takımının yenilenmesi sürecini de başarıyla gerçekleştiren kurt hocanın önünde belki de en büyük mücadelesi duruyor .

Hani yeni bir " Kavga daha büyük, idealler zaten büyük, Galatasaray tek büyük " hesabı.

Terim - Mancini - Cesare üçlüsünün sırayla çalıştırdığı Fiorentina taraftarları bildiğiniz üzere Fatih Terim'e hala bağlı hala büyük bir sevgi duyuyor. Az önce de belirttiğim üzere Floransa temsilcisinin taraftarları Terim'den sonra belki daha büyük bir bağ ve sevgiyle Prandelli'yi kabullendi ve 5 yıl boyunca hocalarına sonuç ne olursa olsun destek oldular.

Bakalım bu senaryo Galatasaray'da da gerçekleşecek mi; Sahi siz kadere inanır mısınız ?

2 sallama:

Unknown dedi ki...

Yeni yazı ne zaman?

FAHakan dedi ki...

Birazdan hayırlısıyla

Yorum Gönder

Çekinme söyle